Peygamber Efendimiz (sas), "Müminin iki vasfı ne güzeldir: Sabır ve dua." (Münâvî, Feyzu'l-kadîr, 6/374.) buyurur. Sabır, müminin vasfı olarak pek çok ayet ve hadiste geçer. Kabristanda, yavrusunu kaybetmiş, üstünü başını yırtıp uygunsuz laflar eden bir kadına Efendimiz nasihat etmek istediler. Kadın "Git başımdan." dedi.
Efendimiz, kadını rahatsız etmeden oradan ayrıldı. Kadına, O'nun Allah Rasulü olduğu söylenince kadın üzüldü ve koşa koşa özür dilemeye geldi. İşte o zaman Peygamberimiz o kadına: "Sabır, musibetin ilk şokunu yediğin zamandır." (Buhari, Cenaiz, 32) buyurdular.
Musibete karşı sabır, günahlara karşı direnmede sabır ve ibadet üzere ısrarda sabır... Her gün beş vakit namaz, senede en az bir ay oruç, muayyen miktarda zekat ve kulluğa müteallik diğer bütün emirler, ancak sabırla yerine getirilebilir. Bunlar, insan ömrünü disipline eder ve ötelere göre bir boya çalar. Böyle bir hayat, bütünüyle nuranilik çizgisinde geçer; ömür bereketlenir ve cenneti semere verir. Onun için insan, dişini sıkacak, ibadetler üzerine sabredecek ve böylece hayatını ışıl ışıl nurlandıracaktır.