Tam teslimiyet nedir? Nasıl sağlanır? Rabbimizin bizden razı olmasını istiyoruz, peki ama biz gerçekten Ondan razı mıyız? Amellerimiz, düşüncelerimiz bunu destekliyor mu? Bakınız Rabimiz ne buyuruyor: Hayır hayır Rabbine andolsun ki onlar aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda sen Peygamberi hakem yapmadıkça ve sonra senin kararına kalplerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle uymadıkça gerçekten inanmış olmazlar. (Nisa: 4/65)
Bir başka surede de şöyle hitap ediliyor bize: Aralarında İlahi kitap hüküm versin diye Allaha ve Onun elçisine çağrıldıkları zaman müminlerin söyleyeceği tek söz işittik ve iman ettik olmalıdır. Gerçek kurtuluşa erenler bunlardır. (Nur: 24/51)
Ebû Hureyreden (ra) rivayet edilen bir hadis-i şerif Amenerrasûlü diye bildiğimiz ayetlerin bize gelişini anlatmakla birlikte, Rabbimizin bize karşı ne kadar merhametli olduğunu da açıkça gösteriyor.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e: Göklerde ve yerde olanların hepsi Allahındır. İçinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de, Allah sizi o yüzden hesaba çeker ve neticede dilediğini bağışlar, dilediğine de azâb eder. Allah, her şeye gücü yetendir. (Bakara: 2/284) anlamındaki âyet nazil olunca, bu durum Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in ashâbına ağır geldi. Bunun üzerine sahâbe, Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)in huzuruna gelerek dizleri üzerine çöküp şöyle dediler:
- Ey Allahın Resûlü! Biz, namaz, cihad, oruç ve sadaka gibi gücümüz yeten amellerle mükellef kılınmıştık. Oysa şimdi Sana, gönlümüze gelen ve kalbimizden geçen şeylerden de hesaba çekileceğimize dair bu âyet nazil oldu; buna güç yetiremiyoruz. Bunun üzerine Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
Sizden önce kendilerine kitap verilen Yahudi ve Hıristiyanların dediği gibi, işittik ve isyan ettik demek mi istiyorsunuz? Bilâkis siz, işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Bizi mağfiret eyle, bizi bağışla, nihayet dönüş sadece Sanadır, deyiniz.
Sahâbeler bu sözleri okuyup, dilleri de ona güzelce alışınca, Allah Teâla peşinden şu âyeti indirdi:
Resûl, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, müminler de iman ettiler. Hepsi, Allaha, meleklerine, kitaplarına, resullerine inandılar. Peygamberleri arasında hiçbir ayrım yapmayız, dediler. İşittik ve itaat ettik bağışlamanı dileriz ey Rabbimiz, dönüş de ancak Sanadır dediler. (Bakara: 2/285)
Ashâb inen âyetin gereğini yapıp, bu sözü söylemeye alışınca, Allah Teâlâ daha önceki âyetin hükmünü neshetti, şu âyeti indirdi: Allah hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. Ey Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi sorguya çekme! Allah Teâlâ:
Evet buyurdu.
Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize ağır yük yükleme. Allah Teâlâ:
Evet buyurdu.
Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmeyeceği şeyleri de bize taşıtma. Bizi bağışla, kusurlarımızı yok say, bize acı. Sen mevlâmızsın, o kâfirler gürûhuna karşı bize yardım et. (Bakara: 2/286) Allah Teâlâ:
Evet buyurdu.
(Kaynak: Müslim, İman- 199)