SELAMUNALEYKÜM MİSAFİR!
Sitemizden
yararlanmak we bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!


SELAMUNALEYKÜM MİSAFİR!
Sitemizden
yararlanmak we bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!


Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Hz. Ali’nin Kızkardeşi ÜMM-İ HÂNİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
( S_i_d_e_l_y_a )

( S_i_d_e_l_y_a )


Mesaj Sayısı : 268
Kayıt tarihi : 08/09/09

Hz. Ali’nin Kızkardeşi ÜMM-İ HÂNİ Empty
MesajKonu: Hz. Ali’nin Kızkardeşi ÜMM-İ HÂNİ   Hz. Ali’nin Kızkardeşi ÜMM-İ HÂNİ Icon_minitimeCuma 30 Ekim 2009, 08:51

Peygamber efendimiz hicretten bir yıl önce Tâif’e gidip, Tâif halkına bir ay nasîhat edip, onları îman etmeye dâvet etmişti. Tâif halkından hiç kimsenin îman etmemesi ve işkence yapmaları üzerine Mekke’ye dönmüştü.

Misâfir geldim

Çok üzgündü ve her taraf düşman doluydu. Bir gece Mekke’de Ümm-i Hânî’nin Ebû Tâlib mahallesinde bulunan evine geldi. Ümm-i Hânî, o zaman îman etmemişti. Peygamber efendimiz kapısını çaldı. İçeriden Ümm-i Hânî’nin sesi duyuldu:

- Kimdir o?

- Amcanın oğlu Muhammed’im, kabûl edersen, misâfir geldim.

- Senin gibi doğru sözlü, emin, asil, şerefli misâfire can fedâ olsun. Yalnız, tesrif edeceğinizi önceden bildirseydiniz bir şeyler hazırlardım. Şimdi yedirecek bir şeyim yok.

- Yiyecek, içecek istemem. Hiçbiri gözümde yok. Rabbime ibâdet etmek, yalvarmak için bir yer bana yetişir.

Ümm-i Hânî, Resûlullahı içeri alıp, bir hasır, bir leğen, ibrik verdi. Gelen misâfire ikrâm etmek, onu düşmandan korumak, Araplar için en şerefli vazife sayılırdı. Bir evdeki misâfire zarar gelmesi, ev sahibi için büyük yüzkarası olurdu.

Ümm-i Hânî düşündü ki; “Amcasının oğlunun Mekke’de düşmanları çok, hatta öldürmek isteyenler var. Şerefimi korumak için, sabaha kadar onu gözeteyim” dedi. Babasının kılıcını alıp, evin etrafinda dolaşmaya başladı.

Resûlullah efendimiz, o gün çok incinmişti. Abdest alıp, yalvarmaya, af dilemeye, kulların îmana gelmesi, saadete kavuşmaları için duâya başladı. Çok yorgun, aç ve üzüntülüydü. Hasır üzerine uzanıp uyuyuverdi.

Sonra Cebrâil aleyhisselâm gelip, ayağının altından öperek uyandırdı. Bundan sonra Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem uyanıkken ruh ve bedeniyle Mîrâca çıkarıldı.

Ertesi sabah Peygamber efendimiz Ümm-i Hânî’ye, gece mîrâca çıktığını anlattı. Ümm-i Hânî dedi ki:

- Ey amcamın oğlu! Sakın bunu Kureyşlilere söyleme! Onlar seni yalanlarlar ve seni üzerler.

Peygamber efendimiz buyurdu ki:

- Vallahi ben bunu onlara söyleyeceğim.

Îman etti

Ümm-i Hânî, kocası Hübeyre bin Ebî Vehb’in müşrik olması sebebiyle, hicret sırasında îman etmemiş olarak Mekke’de kalmıştı. Bu durum Mekke’nin fethine kadar devam etti. Mekke’nin fethedildiği gün, kocası Necrân’a kaçtı.

Ümm-i Hânî ise Kureyş kadınlarından on kişilik bir grupla Peygamberimizin yanına gelip, Müslüman oldu. Vefât tarihi kesin olarak bilinmemekte olup, Hz. Ali’den sonra vefât ettiği rivâyet edilmiştir.

Ebû Tâlib’in kızı ve Hz. Ali’nin kızkardeşi olan Ümm-i Hânî’nin asıl adı Fakite idi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hz. Ali’nin Kızkardeşi ÜMM-İ HÂNİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: İslâm-i Konular :: BiR KıSSa BiN HiSSe [ KıSa KıSSa] :: Dini Makale ve Yazılar-
Buraya geçin: