SELAMUNALEYKÜM MİSAFİR!
Sitemizden
yararlanmak we bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!


SELAMUNALEYKÜM MİSAFİR!
Sitemizden
yararlanmak we bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!


Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
..Ravza..

..Ravza..


Mesaj Sayısı : 442
Kayıt tarihi : 11/09/09
Yaş : 34
Nerden : Suudi Arabistan

KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ Empty
MesajKonu: KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ   KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ Icon_minitimePaz 04 Ekim 2009, 23:14

Kudüs, vahye dayanan bütün dinlerde kutsal sayilan bir sehirdir. Bunun basta gelen sebebi ise Yüce Allah'in insanlari dogru yola iletmeleri üzere görevlendirdigi peygamberlerin birçogunun bu sehirde yasamis veya en azindan hayatlarinin bir bölümünü bu sehirde geçirmis olmalaridir. Ayrica bu peygamberlerden bazilarinin mabed olarak kullandiklari mekânlar da bu sehirdedir.

Kudüs, Islâm'da özel bir yere ve kudsiyete sahiptir. Zaten adi da bu yerine ve kudsiyetine isaret eder. Müslümanlarin ilk kiblesi olan Mescidi Aksa'yi bagrinda barindirmasi ve Resulullah (s.a.s.)'in isrâ ve mirac mucizesine sâhid olmasi bu üstünlügünün sebeplerinin basinda gelir. Yüce Allah, Kur'an-i Kerim'de söyle buyurur: "Kulunu, kendisine birtakim ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescidi Haram'dan çevresini mübarek kildigimiz Mescidi Aksa'ya yürütenin sani pek yücedir." (Isra, 17/1) Burada dikkat edilirse Mescidi Aksa'dan "çevresini mübarek kildigimiz" seklinde söz edilmektedir. Mescidi Aksa'nin çevresi ise basta Kudüs sonra diger Filistin topraklaridir.

Maide suresinin 20 ve 21. ayetlerinde söyle denmektedir:

"Musa milletine söyle demisti: "Ey milletim! Allah'in üzerinizdeki nimetini anin. Aranizdan peygamberler çikardi ve sizi krallar yapti. Alemlerden hiç kimseye vermedigini size verdi. Ey milletim! Allah'in size yazdigi kutsal topraga girin, geriye dönmeyin; yoksa zarar edenler olursunuz."

Burada sözü edilen kutsal topragin Kudüs ve çevresi yani Filistin topraklari oldugu konusunda taninmis müfessirler ittifak etmislerdir. Tarihi olaylar da burada kastedilen topraklarin Filistin topraklari oldugunu belgelemektedir. Çünkü Hz. Musa ve kavminin Kizil Deniz'i geçtikten sonra girmekle emrolunduklari topraklar Filistin topraklaridir.

Yüce Allah, Enbiya suresinin 69-71. ayetlerinde de söyle buyurmaktadir:

"Biz de dedik ki: "Ey ates! Ibrahim'e karsi serin ve esenlik ol." Ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz asil kendilerini hüsrana ugrattik. Onu da Lut'u da içinde alemler için bereketler verdigimiz yere (ulastirip) kurtardik."

Burada "içinde alemler için bereketler verdigimiz yer" denirken kastedilen beldenin de Filistin oldugu tefsir kitaplarinda dile getirilmektedir. Zaten tarih kaynaklarindan ögrenildigine göre Hz. Ibrahim (a.s.) atesten kurtarildiktan sonra Filistin topraklarina hicret etmis ve bir süre bugün el-Halil diye bilinen beldede ikamet etmistir. Yine tarih kaynaklarindan ögrendigimize göre Hz. Ibrahim (a.s.) ile Hz. Lut (a.s.)'un birlikte yasadiklari belde el-Halil ve civaridir.

A'raf suresinin 137. ayetinde de söyle buyurulmaktadir:

"Sonra da zayif düsürülen toplulugu (mustazaflari) bereketlendirdigimiz yerin dogularina ve batilarina mirasçi kildik. Böylece Rabbinin Israil ogullarina olan güzel sözü sabretmelerine karsilik tam yerine geldi. Firavun ile toplumunun yapmakta olduklarini ve yükselttiklerini de yiktik."

Bu ayette de "bereketlendirdigimiz yer" denirken kastedilen belde Filistin diyaridir. Çünkü Israil ogullari Misir'da zulüm gördükten sonra, bu topraklara göç etmis ve orada belli bir süre hakimiyet kurmuslardir.

O beldenin mübarek kilindigina yani bereketlendirildigine isaret eden, bunlarin disinda da birçok ayeti kerime bulunmaktadir. O beldenin kalbi ise Kudüs'tür.

Bilindigi üzere Mescidi Aksa Müslümanlarin ilk kiblesi ve harem mescidlerin üçüncüsüdür. Yüce Allah Kur'an-i Kerim'de Mescidi Aksa'dan adiyla söz etmekte ve bu mescidin etrafinin mübarek kilindigini bildirmektedir.

Son zamanlarda özellikle bazi Ilahiyat fakültelerinde birtakim kisilerin bu ayette sözü edilen Mescidi Aksa'nin Kudüs'teki Mescidi Aksa olmadigini iddia ettiklerini, bu iddialarini da isra ve mirac olayinin gerçeklestigi tarihte Kudüs'te bugünkü gibi bir mescidin bulunmadigi yönündeki bilgilere dayandirdiklarini duyuyoruz. Bu kisilerin hiçbir ilmi dayanagi olmayan bu iddiayla, siyonist isgalcileri rahatlatmak mi yoksa Türkiye'deki mevcut yönetimin resmi dis politikasina malzeme çikarmak mi istediklerini tam bilemiyoruz Ancak biz Kudüs'e yönelik ciddi tehditlerin arttigi ve isgalci siyonistlerin bu mukaddes beldeye yönelik yahudilestirme faaliyetlerinin yogunlastigi bu dönemde bu tür tutarsiz iddialarin ortaya atilmasini iyiye yoramiyoruz. Kudüs'ün Islami kimligini savunmanin mukaddes bir görev olduguna inanarak bu iddiaya özlü bir sekilde cevap vermekte yarar görüyoruz.

Burada kastedilen mescidin Mescidi Aksa olmadigi yolundaki iddialar, Islam müfessirleri arasinda itibar görmemistir. Taninmis bütün müfessirler burada kastedilen mescidin Kudüs'teki Mescidi Aksa oldugu üzerinde ittifak etmislerdir. Ancak isra ve mirac olayinin gerçeklestigi sirada Kudüs'te bugünkü gibi bir mescidin olmadigi, Kur'an-i Kerim'in asagida gelecek olan bazi ayetlerinde kendisinden "mabed" diye söz edilen binanin kalintilarinin bulundugu dogrudur. Bu mekan Beyti Makdis olarak adlandirilirdi. Iste Resulullah (s.a.s.)'in ziyaret ettigi mekanin bu Beyti Makdis oldugu bütün ünlü müfessirler tarafindan dile getirilmektedir. Örnegin Kadi Beyzavi tefsirinde "Mescidi Aksa" ibaresi açiklanirken: "Burada kastedilen, Beyti Makdis'tir. Çünkü o zaman orada bir mescid mevcut degildi" denmektedir. Ayni ibarenin Nesefi ve Hazin tefsirinde de aynen geçtigini görüyoruz. Ibnu Abbas'tan rivayet edilen tefsir de bu sekildedir. Elmalili Hamdi Yazir'in tefsirinde de ayette geçen "Mescidi Aksa" ibaresiyle ilgili olarak su açiklama yapilmaktadir: "Mescidi Aksa: Kudüs'teki Beytu'l-Makdis'tir. Nitekim Isra hadisinde de: "Burak'a bindim. Beytu'l-Makdis'e vardim" diye geçmistir. Bunun etrafi da Kudüs ve civari demek olur." (Burada kastedilen Isra hadisini, Buhari, Bed'u'l-Halk, 6; Müslim, Iman, 259, 264; Nesai, Salat, 10; Tirmizi, Tefsir, Isra suresi tefsiri, 2, 17; Ahmed ibnu Hanbel, III/148, IV/208, V/387,392,394'te rivayet etmistir.)

Fi Zilali'l-Kur'an'da Isra suresinin birinci ayetinin tefsirinde söyle denmektedir: "... Iki belli yer arasindaki bu yolculugun bir tarafini Mescidi Aksa teskil ediyor. Mescidi Aksa ise mukaddes topraklarin kalbi sayilan bir yerdir. Allahu teala Israil ogullarini bir müddet buraya yerlestirmis sonra çikarmisti."

Konyali Mehmed Vehbi Efendi'nin Hulasatu'l-Beyan tefsirinde de söyle denmektedir: "Ayette Mescidi Aksa'dan murad, Beyti Mukaddes'tir. Mekke-i Mükerreme'ye uzak oldugundan aksa denilmistir. Mescidi Aksa'nin etrafi baglar, bahçeler ve her nev'i nimetlerle dolu oldugu cihetle dünya nimetleri hususunda mübarek oldugu gibi din hususunda dahi mübarektir. Zira Beyti Mukaddes, makarri enbiya ve mahalli vahyi ilahi ve sulehanin mabedidir. Ekseri enbiyanin mucizeleri ve asari garibe orada zuhur ettiginden Cenabi Hak mübarek oldugunu beyan etmistir. Binaenaleyh maddi ve manevi mahalli mübarek denmeye sayandir."

Mevdudi de, Tefhimu'l-Kur'an adli tefsirinde burada kastedilen mabedin Kudüs'teki Mescidi Aksa oldugunu ifade etmektedir.

Sabuni'nin Safvetu't-Tefasir adli eserinde de ilgili ibarenin tefsirinde söyle denmektedir: "Yani Mekke-i Mükerreme'den Kudüs'e götüren Allah'in sani pek yücedir. Mescidi Aksa ile Mescidi Haram'in arasindaki mesafe uzak oldugu için Kudüs'teki mescide Mescidi Aksa denilmistir." Yine bu tefsirde de Mescidi Aksa'nin çevresinin maddi ve manevi yönden bereketli kilindigi ifade edilir.

Bilinen tefsir kaynaklarinin hangisine müracaat edilse ayni açiklamayla karsilasmak mümkündür. Bu yüzden söz konusu ayette kastedilen Mescidi Aksa'nin Kudüs'teki Beyti Makdis degil de baska bir mabed oldugu iddiasinda bulunanlarin görüsleri "sazz" yani "geçersiz" olarak kabul edilmistir. Çünkü bu görüs tefsir ve hadis kaynaklarina uymadigi gibi tarihi belgelere de ters düsmektedir.


En son ..Ravza.. tarafından Paz 04 Ekim 2009, 23:20 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
..Ravza..

..Ravza..


Mesaj Sayısı : 442
Kayıt tarihi : 11/09/09
Yaş : 34
Nerden : Suudi Arabistan

KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ Empty
MesajKonu: Geri: KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ   KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ Icon_minitimePaz 04 Ekim 2009, 23:16

Kur'an-i Kerim'in bazi yerlerinde de Mescidi Aksa'dan adi anilmaksizin söz edilmektedir. Örnegin Meryem suresinin 11. âyetinde Yüce Allah söyle buyuruyor: "Bunun üzerine (Zekeriya a.s.) mescidden kavminin karsisina çikip onlara: "Sabah ve aksam tesbih edin" diye isaret etti." Burada kastedilen mescid, Mescidi Aksa yani Beyti Makdis'dir. Ali Imrân suresinin 37. âyetinde de söyle buyuruluyor: "Rabbi onu (Meryem'i) güzel bir kabulle kabul etti; güzel bir sekilde yetistirip büyüttü ve onun bakimini Zekeriyya'nin yükümlülügüne verdi. Zekeriyya ne zaman onun bulundugu mabede girse yaninda yiyecek bulurdu. "Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?" derdi. O da: "Allah'in katindandir. Süphesiz Allah diledigine hesapsiz rizik verir" derdi." Burada sözü edilen ma'bed de ayni mesciddir. Yine ayni surenin 39. âyetinde de söyle buyuruluyor: "Onun (Zekeriyya (a.s.)'in) mihrabda namaz kilmakta oldugu sirada melekler kendisine, "Allah sana, Allah katindan olan Kelime'yi dogrulayici, efendi, kendine hakim ve salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yi müjdelemektedir" diye seslendiler." Bu âyeti kerimede mihrab denirken kastedilen mekân da Mescidi Aksa'dir.

Bütün bu ayetler, Hz. Zekeriyya ve onun oglu Hz. Yahya, Hz. Meryem ve onun oglu Hz. Isa (a.s.) döneminde orada bir mabedin yani Mescidi Aksa'nin eski seklinin mevcut oldugunu ortaya koymaktadir. Iste Beyti Makdis denilen mabed de bu mabeddir. Bazi tarihi kaynaklarda Kudüs'ün M. S. 70 yilinda yikima ugratildigi Beyti Makdis'in de bu olayda yikildigi ifade edilmektedir. Ancak bu mekan yine bir mabed olarak biliniyor ve Beyti Makdis'in kalintilari da korunuyordu. Su an yahudilerin "Aglama Duvari" Müslümanlarin ise "Burak Duvari" olarak adlandirdiklari duvar eski mabedin bir kalintisidir.

M. S. 638 yilinda Hz. Ömer (r.a.) döneminde Kudüs fethedildikten sonra Beyti Makdis'in yerinde Mescidi Aksa insa edildi. Hz. Ömer (r.a.)'in burayi mabed ittihaz etmesi de o mekanin kudsiyet ve ehemmiyetinden ileri geliyordu. Mescidi Aksa daha sonra Emevi halifelerinden Abdülmelik bin Mervan zamaninda genisletildi. Mescidi Aksa'nin hemen yakininda bulunan ve bugün Türkiye Müslümanlari tarafindan Mescidi Aksa zannedilen Kubbetu's-Sahra adli mabed de Abdülmelik bin Mervan tarafindan insa ettirilmistir.

Mescidi Aksa'nin fazilet ve ehemmiyeti hakkinda ayrica birçok hadisi serif bulunmaktadir. Resulullah (a.s.) bir hadisi serifinde söyle buyurmustur: "Yolculuk ancak su üç mescidden birine olur: Benim su mescidime, Mescidi Haram'a ve Mescidi Aksa'ya." (Müslim, Kitâbu'l-Hacc, 15/415, 511, 512) Burada kastedilen yolculuk ibadet kastiyla olan özel yolculuktur. Bu hadisi serif dolayisiyla Mescidi Aksa harem mescidlerin üçüncüsü sayilmistir. Ahmed ibnu Hanbel, Nesâi ve Hakim'in Abdullah ibnu Ömer (r.a.)'den rivayet etmis olduklari bir hadisi serife göre de Resulullah (s.a.s.) söyle buyurmustur: "Süleymân (a.s.) Mescidi Aksa'yi yaptiginda Rabbinden üç sey istedi. Rabbi ona ikisini verdi. Ben üçüncüsünü de vermis olmasini ümit ediyorum: Kendisine, kendi hükmüne denk gelecek hüküm vermesini istedi, (Rabbi) bu istedigini verdi. Kendisinden sonra hiç kimsenin ulasamayacagi bir saltanat vermesini istedi, bu istedigini de verdi. Bir de her kim, bu Mescid'de -yani Mescidi Aksa'da- namaz kilmak amaciyla evinden çikarsa anasindan dogmus gibi günâhlarindan siyrilsin istedi. Biz Allah'in bu istedigini de ona vermis olmasini ümit ediyoruz."

Bir hadisi serifte bildirildigine göre Resulullah (s.a.s)'in câriyesi Meymune (r. anhâ): "Ey Resulullah! Bize Mescidi Aksa hakkindaki hükmün ne oldugunu bildir" dedi. Resulullah (s.a.s.) da söyle buyurdu: "Oraya (Mescidi Aksa'ya) gidin ve içinde namaz kilin." -Hadisin râvisi dedi ki: "O zaman burasi Dâru'l-Harb'di (yani Müslüman olmayanlarin hâkimiyeti altindaydi)."- (Resulullah (s.a.s) sözlerine daha sonra söyle devam etti): "Eger oraya gidemez ve içinde namaz kilamazsaniz kandillerinde yakilmak üzere oraya zeytinyagi gönderin." (Ebu Davud, Kitâbu's-Salât, 14) Burada zeytinyagi bir semboldür. Yapilmasi istenen ise Kudüs'e ve Mescidi Aksa'ya önem verilmesi, oranin Hz. Ibrahim (a.s.)'in hanif dininin gerçek sahipleri olan mü'minlerin eline geçmesi için çalisilmasi ve o kutsal mekânlarin tevhid dinine uygun kimliginin korunmasi amaciyla yapilan çalismalara herhangi bir sekilde destek olunmasidir.


Yeryüzünün en faziletli mekânlari camiler, camilerin de en faziletlileri Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa'dir. Bu üç camide kilinan namazlarin diger camilerde kilinan namazlardan çok daha fazla sevapli oldugu hadisi seriflerde bildirilmistir. Hatta Ibnu Mace'nin nakletmis oldugu bir hadiste: "Bir adamin kendi evinde kildigi namaza bir namaz sevabi verilir. Oturdugu beldenin sakinlerinin devam ettikleri camide kildigi namaza yirmi bes kat sevap verilir. Cuma namazinin kilindigi camide kildigi namaza bes yüz kat sevap verilir. Mescidi Aksa'da kildigi namaza elli bin kat sevap verilir. Benim camimde kildigi namaza da elli bin kat sevap verilir. Mescidi Haram'da kildigi namaza ise yüz bin kat sevap verilir" denmektedir. (Ibnu Mâce, Ikâmetu's-Sala ve's-Sunne fihâ, 5/198) Ancak ez-Zevâid'de bu hadisin isnadinin zayif oldugu söylenmektedir. Ibnu Hibban da bu hadisin delil olarak alinabilmesi için bunu te'yid eden bir rivayetin bulunmasi gerektigini ifade etmistir. Burada verilen rakamlari te'yid eden baska herhangi bir rivayet bilmiyorsak da, sayilan üç mescidde kilinan namazlarin diger mescidlerde kilinan namazlardan çok daha fazla sevapli oldugunu bildiren baska hadisler mevcuttur. Bu itibarla verilen rakamlar belki sevabin katini ifade etmek için degil de arada çok büyük bir sevap farki olduguna dikkat çekmek için söylenmis olabilir.

Bilindigi üzere Mescidi Aksa ayni zamanda Müslümanlarin ilk kiblesidir. Bu özelliginden dolayi da Islâm'da ayri bir öneme sahiptir. Buhari ve Müslim'in rivayet ettiklerine göre el-Bera ibnu Azib (r.a.) söyle söylemistir: "Resulullah (a.s.) Beyti Makdis (Mescidi Aksa) tarafina on alti ya da on yedi ay namaz kildi. Resulullah (a.s.) Ka'be tarafina namaz kilmayi arzuluyordu. Yüce Allah da su ayeti kerimeyi indirdi: "Yüzünü göge dogru çevirip durmani görüyoruz. Seni hosnut kalacagin kibleye dogru yöneltecegiz. Artik yüzünü Mescid-i Haram tarafina çevir. Ve her nerede olursaniz olun yüzünüzü onun tarafina çevirin." (Bakara, 2/144) Bunu te'yid eden daha birçok hadisi serif rivayet edilmistir.

Taninmis tefsir alimlerinden Kasimi, Mescidi Aksâ'nin ismi hakkinda su açiklamayi yapmistir: "Aksa kelimesi "en uzak" anlamindadir. Mescidi Aksa da Mekke'ye olan uzakligindan dolayi böyle adlandirilmistir."

Mescidi Aksa ayni zamanda Yüce Allah'in yeryüzündeki ilâhi âyetlerinden bir âyettir. Çünkü Isrâ suresinin birinci âyetinde Resulullah (s.a.s.)'in Mescidi Haram'dan Mescidi Aksa'ya yürütülmesinin sebebiyle ilgili olarak "kendisine birtakim ayetlerimizi göstermek için" denmektedir. Allah dileseydi Resulullah (s.a.s.)'i Mescidi Haram'dan da miraca yükseltebilirdi. Ancak kendisine birtakim ilâhi âyetlerin gösterilmesi amaciyla önce Mescidi Aksa'ya getirilmis ve oradan miraca yükseltilmistir. Demek ki, burasi da Allah'in yeryüzündeki ilâhi âyetlerinden bir âyettir. Dolayisiyla buraya asil sahip çikmalari gerekenler Müslümanlardir.


Filistin diyarinin mübarek kilindigina dair de ayrica hadisler bulunmaktadir. Bunlardan birinde söyle buyurulur: "Allah, Aris ile Firat arasini mübarek (bereketli) kilmis ve özellikle Filistin'i mukaddes kilmistir." (Bu hadisi Müslim, Iman, 282; Münavi, et-Teysir, I/248'de rivayet etmistir.)

Kudüs, Hz. Ibrahim (a.s.)'in hanif dinini ve vahiy kültürünün temel dinamigi niteligindeki tevhid inancini temsil eden kutsal bir sehir oldugundan bu sehrin gerçek sahipleri de "iman edenler"dir. Kur'an-i Kerim, peygamberlerin gerçek varislerinin ancak tevhid inancina sahip ve hanif dine mensup olan mü'minler oldugunu çesitli vesilelerle vurgulamaktadir. Örnegin bir âyeti kerimede söyle buyurulur: "Süphesiz insanlarin Ibrahim'e en yakin olanlari ona uyanlar, bu peygamber ve iman edenlerdir." (Ali Imran, 3/68) Bunun sebebi ise Ibrâhim (a.s.)'in hanif bir Müslüman olmasidir. "Ibrahim ne bir yahudi ne de bir hiristiyandi. Ancak o dosdogru çizgideki bir Müslümandi. O, müsriklerden de degildi." (Ali Imran, 3/67) Bu diger bütün peygamberler için de geçerlidir. Nitekim Israil ogullarinin atasi olarak bilinen ve Kur'an-i Kerim'de iki yerde adi "Israil" olarak anilan (Bkz. Ali Imran, 3/93, Meryem, 19/58) Hz. Ya'kub (a.s.)'a dedesi Ibrâhim (a.s.)'in tavsiyesi hakkinda söyle buyurulur: "Ibrahim, ogullarina da bunu tavsiye etti. Ya'kub'a da ayni tavsiyede bulunarak söyle dedi: "Ey ogullarim! Allah sizin için bu dini seçti. Artik ancak Müslüman kimseler olarak ölün." (Bakara, 2/132) Sonuç itibariyle Kudüs bir peygamberler sehri ve hanif dinin sembolüdür. Dolayisiyla oranin gerçek sahipleri de peygamberlerin gerçek varisleri ve hanif dinin mensuplari olan müminlerdir.

Siyonistler yahudileri Kudüs topraklarina toplayabilmek için ellerindeki Muharref Tevrat'tan çikardiklari birtakim uyduruk hikâyeleri sonuna kadar degerlendirmeye çalisiyorlar. Oysa Müslümanlarin, vahyedildigi gibi muhafaza edilen Kur'an-i Kerim'deki ilkelere yapismakta ve bu ilkelerin isiginda Kudüs üzerindeki haklarina sahip çikmakta çok daha kararli olmalari gerekir.



alıntıKUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ Mescidi_aksa_1
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KUDÜS DAVASININ İSLAM'DAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kur'an okunurken susup O'nu dinlemenin önemi
» HADİSLERLE SALATÜ SELAMIN ÖNEMİ VE FARZ OLDUĞU

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: İslâm-i Konular :: BiR KıSSa BiN HiSSe [ KıSa KıSSa] :: Dini Makale ve Yazılar-
Buraya geçin: