Resullerin gönderilmesinde hikmet vardır. Allahü Teâlâ, beşer içinden bazılarını, beşeriyete müjdeleyici ve korkutucu resuller olarak göndermiştir. Bu resuller; insanlara, din ve dünya işlerinden, muhtaç oldukları her şeyi açıklamışlardır.
Resuller, insanların ezelden ebede kadar ihtiyaç duyacakları her şeyi bildirmişlerdir. İnsanın, kendisine, başkalarına, din vazifelerini ve takip edeceği hareket şeklini gösteren ebedî kanunlar getirmişlerdir. Bunlar imana, kültüre, hayat nizamına ve amellere dair olan ölümsüz kaidelerdir. Dini kabul, onun muhtevası olan imanı, kültürü, hayat nizamını ve amelleri de kabul demektir.
Cenâb-ı Allah, peygamberleri, tabiat kanunlarını yırtan mucizelerle te'yid etmiştir.
Mucize; peygamberden, Allah'ın izni ile sadır olan fevkalâde haldir.
Peygamberlerin ilki, Hz. Adem ve sonuncusu, Hz. Muhammed (S.A.V)dir.
Âdem (A.S.) ın ilk insan ve ilk peygamber olduğu hususunda kitap, sünnet vs icma'da deliller vardır. Bunu inkâr eden, (Darwinistler ve aynı düşüncede olanlar) kâfir olur.
Hz. Muhammed (S.A.V.) in son peygamber olduğunu inkâr eden de kâfir olur.
"İsa (A.S.)'ın yeryüzüne ineceği hadis-i şerifte zikredildiğine göre; son peygamber, Hz. İsa olmaz mı?" şeklindeki sual yanlıştır. Zira, Hz. İsa, yer yüzüne, Hz. Muhammed'e tâbi olarak gelecektir. Çünkü, onun şeriati neshedilmiştir. Onun İçin vahy ve hüküm koymak yoktur.
Peygamberlerin sayılarının ne olduğu konusunda münâkaşa etmemelidir. Zira, Altahü Teâlâ buyurmuştur ki; "Andolsun ki, senden evvel de peygamberler gönderdik. Onların içinden, sana kıssalarını bildirdiğimiz kimseler de var; sana bildirmediğimiz kimseler de var." [1] Eğer adet zikredilirse; zikredilen adetten fazla peygamber gelmiş geçmişse onlar inkâr edilmiş; zikredilen adetten az peygamber gelmişse peygamber olmayanlara peygamberlik izafe edilmiş olur.
Peygamberlerin hepsi, Allah'tan aldıklarını tebliğ etmişler ve haber vermişlerdir.
Peygamberler, insanlığın kurtuluş yolunu; bütün insanlara, her türlü eziyetlere rağmen bildirmişlerdir. Onlar tebliği gerekli her şeyi açıklamışlardır. İşte, bu tebliğ edilenler, kurtuluşun tek yoludur.
Bazıları, "Peygamberler kurtuluşumuzun esaslarını herkese değil, sadece bazı insanlara bildirdiler. Biz de, o kendisine sır tevdi edilen kimselerden öğrenerek kurtulabiliriz." derler. Bunlar, peygamberleri, tebliğ vazifesini yapmamış olmakla itham etmiş oluyorlar.Bu da tam bir küfürdür.
Peygamberler sadıktırlar ve nasihat edicidirler.
Peygamberlerin en efdali, Hz. Muhammed (SA.S.)'dir.
Allah (C.C.), Kur'an-ı Hakiminde, İslâm Ümmeti'ni en hayırlı ümmet olarak bildirir. Ümmetin hayırlı oluşu, dinlerinin yüksekliği sebebiyledir. Dinin yüksekliği ise, o dinin peygamberinin yüceliğine işarettir.
Peygamberler de bizim gibi birer insandırlar. Fakat, Allah tarafından seçilmiş kimseler oldukları için, diğer insanlardan ayrı, bazı vasıfları vardır. Peygamberlerin bu sıfatlarını şöyle özetleyebiliriz:
1. «Sıdk» (Doğru olmak): Peygamberler, asla yalan söylemezler. Onlar, dürüst insanlardır.
2. «Emanet» (Güvenilir olmak): Peygamberler, güvenilir kimselerdir.Asla emanete hiyanet etmezler.
3. «İsmet» (Günah işlememek): Peygamberler, günah işlemezler. İnsanlık icabı olan ufak tefek hataları da, Allah tarafından düzeltilir.
4. «Fetanet» (Zeki olmak): Peygamberlerin hepsi de, insanların mutlaka en zekileridiriler.
5. «Tebliğ» (Açıklamak): Peygamberler, Allah'tan almış oldukları emirleri insanlara mutlaka ulaştırmışlardır. Hiç bir şey gizlememişler ve hiç bir şey de ilâve etmemişlerdir.
Peygamberlerin kesin sayılarını ve isimlerini bilmiyoruz. Bunlardan, Kur'an-ı Kerimde ismi geçen peygamberler şunlardır:
1. Hz. Adem
2. Hz. İdris,
3. Hz Nuh,
4. Hz. Hud,
5. Hz. Salih,
6. Hz. Lût,
7. Hz. İbrahim,
8. Hz. İsmail,
9. Hz. İshak,
10. Hz. Yakup,
11. Hz. Yusuf,
12. Hz. Şuayb,
13. Hz. Musa,
14. Hz. Harun,
15. Hz. Davut,
16. Hz. Süleyman
17. Hz. Eyyub,
18. Hz. Zülkifl,
19. Hz. Yunus,
20. Hz. İlyas,
21. Hz. El-Yesa,
22. Hz. Zekeriya,
23. Hz. Yahya,
24. Hz. İsa,
25. Hz. Muhammed
Bunlardan başka, peygamber veya velî oldukları hususunda, İslâm âlimlerinin ihtilâf ettikleri Hz. Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'in isimleri de, Kur'an-ı Kerim'de zikredilmektedir. [2]
[1] El-Mü'mİn Sûresi, âyet. 78.
[2] Ömer Nesefi, İslam İnancının Temelleri Akaid, Bayrak Yayınları: 115-120